26 Oca 2015

Çinliler Yakın Ülkelerden Gelin İthal Ediyor


(Pekin) Merkezi hükümet sağlık yetkilileri, çocuğun cinsiyetini öğrenebilmek için illegal olarak alınan kan örneklerinin yurt dışına gönderilmesiyle ilgili bir baskın düzenledi. Veriler şu an Çin'de nüfusun kadınlar aleyhine büyüdüğünü gösteriyor.

Ulusal Sağlık ve Aile Planlaması Komisyonu 21 Ocak'ta web sitelerinde yaptıkları duyuruyla 14 hükümet departmanını ve sosyal güvenlik birimlerini kampanyaya desteğe çağırdı.

Yetkililer internet üzerinden yapılan fetusun cinsiyetini belirleme reklamlarını takip ederek kan örneklerini alıp yurt dışına gönderen çeteye ulaşarak suça iştirak eden firmaları ve kişileri cezalandırdı.

İllegal firma ve kişiler, para karşılığı hamile kadınlardan aldıkları kan örneklerini yurt dışına göndererek anne karnındaki bebeğin cinsiyetini öğreniyorlar. Bu durum ülkede büyüyen erkek-kadın parite eşitsizliğini  iyileştirme çabalarını baltalıyor.

Gümrük yetkilileri bu şekilde alınan kan örneklerini yurt dışına özellikle Hong Kong'a çıkarmaya çalışırken yakalandığını belirttiler.

Resmi istatistiklere göre, Çin'de her 100 kız bebeğe karşı 115 erkek bebek doğuyor. Çin'de şu an erkek nüfusu kadın nüfusundan 33 milyon fazla. Bu verilerle Çin erkek-kadın eşitsizliğinin en fazla olduğu ülke konumunda.

2006'da Çin Sosyal Bilimler Akademisi tarafından yayınlanan bir makaleye göre ise kadın-erkek eşitsizliği Çin'de en fazla kırsal alanlarda rastlanmakta.

Bu eşitsizlik Çin'in kırsal kesimlerinde evlenecek kadın bulamayan Çinli bekar erkekler ordusunun türemesine yol açmış durumda. Bu kişiler, Vietnam ve Kambodya gibi komşu ülkelerden gelin ithal ediyor.

Kaynak: http://english.caixin.com/2015-01-23/100777870.html

7 Oca 2015

Çin Gerçekten Bir Tehdit mi?

Güç merkezi yavaş yavaş Batı'dan Doğu'ya kaydıkça, herkes Çin'in Amerika için bir tehdit oluşturduğuna inanmaya başladı. Elbette bu iki ülkenin savaşın eşiğinde olduğu anlamına gelmiyor, sadece ABD'nin dünya üzerinde kurduğu hegemonyanın bitişine işaret ediyor. Diğer taraftan Çin'in süper güç olacağı günler uzak değil, yani Çin artık dünya politikası üzerinde belirleyici bir role sahip olabilecek ve hatta Amerika'ya kafa tutar hale gelecek.

Bazı bilgiler kamudan uzak tutulur. Çin'in Amerika'ya bir tehdit olarak sunulması da bu kategori içine sokulabilir zira küresel politik ve stratejik hususlar genelde ortalama insanların ilgisi dışında kalır. Hatta bu güç değişimi barışçıl bir şekilde olduğu müddetçe ABD'de bile fark edilmeyebilir. Diğer tarafta, dünyanın süper güçleri pozisyonlarını savaşmadan nadiren bırakırlar, bu da demek oluyor ki yakın bir gelecekte kendimizi politik bir kargaşanın içinde bulabiliriz. 


Her iki şekilde de, Çin'in kısa vadede ABD'ye oluşturduğu tehdit daha ziyade ticari cihette olup kesinlikle askeri bir tehdit değildir. Uzun vadede ise kimse ABD-Çin ilişkilerinin ne yöne gelişeceğini kestiremediğinden anlaşmazlık ihtimali bulunuyor. Bu nedenle, Çin'in ABD'ye karı oluşturduğu tehditlerin arka planlarına bakmamız bu iki ülkenin gelecekte birbirlerine karşı alacakları tavırları anlamamız açısından kritik bir nokta olabilir. 

Çin ekonomisi son on beş yıldır hızla yukarılara tırmanıyor ve dünyanın her yerindeki pazarlara uzanmaya devam ediyor. ABD ise rekabetçi konumunu koruma savaşında.

4. Artan Askeri Harcamalar
Çin'in güçlenen ekonomisi sayesinde hükümet askeri harcamalara daha fazla ağırlık verir oldu. Sadece 2014 yılında Çin askeri harcamaları %12,2 artışla 132 milyar dolara ulaştı. Bu halen ABD'nin harcamalarının yanında küçük kalabilir fakat  Çin'in askeri ekipmanlara fazlaca yatırım yapmasından yana kaygılar var. Çin'in askeri uçak ve jet uçakları alımı, Amerika'nın Tayvan Bölgesindeki hakimiyetini tehdit edebilir.

3. Genişleyen Uluslararası İlişkileri
ABD'nin en çok kaygı duyduğu gelişmelerden birisi de Çin'in dünyanın farklı noktalarındaki ülkelerle stratejik ortaklıklara gitmesi. Gerek Afrika'da gerek Güney Amerika'da Çinliler sadece politik ilişkileri geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda muazzam yatırımlar yaptılar. Birçok ülke artık yüzünü Çin'e dönmüş durumda ki bu ABD için bir dezavantaj.

2. Otoriter Devlet Yapısı
Çin'de halen otoriter nitelikli Çin Komünist Partisi iktidarda olması ABD için bir diğer tehdit. Çin'in otoriter devlet yapısıyla teknolojik gelişme ve ekonomik iyileşme sağlandığını göstermesi dünyadaki diğer bölgelerde diktatör rejimlerin gelişmesine ön ayak olabilme potansiyeli taşıyor. ABD sadece demokrasi ile ilerleme kay edilebileceği hikayesini gömmek zorunda. Otoriter yapılı ülkeler kendi iç işlerine karışmaması sebebiyle, Çin'le daha iyi ilişkiler geliştirme konusunda hevesliler.

1. Büyüyen Ekonomik Güç Olması
Diğer sebepleri bir tarafa itersek, Çin'in ABD için oluşturduğu en büyük tehdit ekonomik anlamda hızlı bir kalkışta olması. Tarih göstermiştir ki süper güç olmak isteyen her devletin sağlam bir finansal yapısı ve ekonomik gücü olmalıdır. Çin'in ulaşmakta olduğu efsane gücü ve ABD'nin borçlarının çoğunun alacaklısı durumunda olduğu göz önünde tutunca Çin'in tehdit olarak algılanması gayet normal. Şu anda olması mümkün gözükmese de, Çinliler ellerinde tuttukları fazladan dolarları piyasaya sürmeleri halinde Wall Street'in finansal bir krize girmesi çok muhtemel.

Kaynak: 
http://www.insidermonkey.com/blog/4-reasons-china-is-a-threat-to-the-us-336320/?singlepage=1#Rtv6M30qlba7Zueq.99

6 Oca 2015

Bilgisayarda Nasıl Çince Yazarım?

Çince yazmanın konuşmaktan daha zor olduğu söylenir, aksine yazmak hele ki bilgisayar ortamında yazmak konuşmaktan ve dinlediğini anlayabilmekten çok daha kolaydır. Bilgisayarınızda Çince yazabilmek için tek yapmanız gerek Sogou adlı yazılımı indirmek. Pinyin bilginiz varsa bu yazılım sayesinde çok kolay ve hızlı bir şekilde Çince metinler yazabilirsiniz. Yazılım pinyinleri girdiğiniz anda size Çince karakterlerin opsiyonunu sunacaktır. Aşağıdaki resimden de görebileceğiniz gibi "qing" yazdığınız anda karşınıza sık kullanılanlar başta olmak üzere opsiyonlar sunuyor, ister farenizle üzerine bir kez tıklayarak ister rakam tuşlarıyla girmek istediğiniz karakteri seçebilirsiniz.








İki heceli bir kelime girmek istediğinizde de yapmanız gereken aynı, pinyini yazdığınız anda karşınıza seçenekler çıkıyor. Bunun daha hızlı bir yolu da var. "Shangchang (上场)" kelimesini ele alırsak hecelerin baş harflerini yani "s" ve "c" yi yazdığınızda da yazılım size aşağıdaki seçenekleri sunacaktır. İlk sunduğu opsiyonlar arasında yoksa aşağıda kırmızı okla gösterilen tuşa dokunarak diğer seçenekleri görebilirsiniz.


Yazılımı en güncel haliyle Sogou'nun kendi sitesinden aşağıdaki linke tıklayarak veya google drive paylaşımımdan indirebilirsiniz. 

http://pinyin.sogou.com

https://drive.google.com/file/d/0B7V3ERTQhftaY3B0elhVV1BFbFk/view?usp=sharing












2 Oca 2015

Çinliler İngilizce Konuşabiliyor mu?

Çin hızla gelişiyor ve küreselleşiyor. Bu süreçte İngilizce konuşabilen Çinlilere her geçen gün ihtiyaç daha da artıyor.  1,3 milyar nüfuslu Çin'in büyük bir bölümü İngilizce konuşamıyor, sadece Çin'in iyi üniversitelerinden mezun olan 100 milyonluk bir kısım akıcı bir şekilde İngilizce konuşabiliyor ve Şangay'da yoğunlaşmış haldeler. Önümüzdeki beş sene içerisinde 40 yaş altı memurların en az 1000 İngilizce kelime dağarcığına sahip olmaları gerekliliği getirilecek. İngilizce eğitimi de anaokuluna kadar indirilecek.

Çin'de İngilizce eğitimi ortaokulda başlıyor fakat Türkiye'dekinin aynısı olarak İngilizce dersleri genelde gramer yoğun veriliyor ve bu sebeple okuldan mezun olduklarında konuşma ve dinlemede zorluk yaşıyorlar. Ekonomik yeterliliğe sahip aileler çocuklarını özel okullara göndererek 2 yaşından itibaren İngilizce eğitim almasını sağlayabiliyorlar. Bu çocuklar 10 yaşlarına geldiklerinde akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilir hale geliyorlar.

Genç nesil eski kuşağın çok daha ilerisinde, İngilizce öğrenmeye de çok istekliler. Yabancıların okudukları üniversitelerde pratik kazanmak için kendilerine dil partneri arıyan binlerce Çinliye rastlamak mümkün, yabancı öğrenciler de Çince pratik yapacak bir partner bulmuş oluyor. Çinliler partner seçiminde seçici davranıyorlar, genelde anadili İngilizce olan milletleri tercih ediyorlar. Otellere İngilizce konuşan çalışanlar oluyor. Alışverişe gidecekseniz satıcıların çoğu İngilizce sayıları söyleyebilir, genelde ellerinde hesap makinesiyle dolaşırlar ve tıkanıklık olunca makineye başvuruyorlar.

Chinglish (Çingilizce) Çinlilerin İngilizcesi demek. Aynı İtalyanların İngilizcesini betimlemek için kullanılan Britalian veya Hintlilerin İngilizcesini tasvir etmek için kullanılan Hinglish gibi.

Çin'de İngilizce'nin Tarihi
İngilizce dili  Macau ve Gunagzhou'ya giden Britanyalı Öğretmenlerin ile 1637 yılında girdi. 17. yüzyılda Çinli ve İngiliz tüccarların ticaret yapmak için geliştird
ikleri Çin Pidgin İngilizcesi ile devam etti. Pidgin kelimesi Çinli tüccarların business diyemeyip pidgin (picın) demelerinden türedi. Birinci ve İkinci Afyon Savaşları'nı (1839-1842) izleyen dönemde Pidgin İngilizcesi Şangay'a ve diğer ticaret limanlarına doğru ilerledi. Çin'deki misyoner okullarının standart İngilizceyi öğretmeye başlamasıyla beraber Pidgin İngilizcesi yavaş yavaş kayboldu. 1982 yılında Çin Halk Cumhuriyeti, İngilizce'yi ana yabancı dil ilan etti. Şu an Çin'de İngilizce öğrenenlerinin sayısının 300-500 milyon olduğu tahmin ediliyor.

İngilizcenin de Çinceden etkilendiği görülebilir. Örneğin karizmayı çizdirmemek anlamına gelen 丢脸 diulian İngilizceye lose face olarak geçmiştir. Bir diğer örnek ise long time no see 好久不见 verilebilir.

Chinglish kelime ve söz öbeklerinden bazıları:
- no entry on peacetime (for emergency only)
- take notice of safe (be careful)
- please steek gently (close the door slowly)


1 Oca 2015

Çin'de Lehçeler: Çin'de Çince de Yetmeyebilir

Çince dört ton üzerine kuruludur ve ezberlenecek yığınla değişik ölçü kelimeleri ve binlerce im vardır. Batılılar için Çince öğrenmesi zor bir dildir.

Ama daha kötü haberimiz var: Çince'yi çok akıcı bir şekilde konuşsanız bile, yerli halkın üçte biriyle yine de iletişim kuramayabilirsiniz.

Yerel  medya geçtiğimiz haftalarda 400 milyon Çinli'nin resmi lehçe Mandarin'i konuşamadığını ve milyonlarca geri kalanın da yarım yamalak konuşabildiğini bildirdi.

Çinliler genelde yöresel lehçelerini kullanıyorlar, bu lehçelerin her biri ayrı bir dil olarak da adlandırılıyor. Çin Halk Cumhuriyeti kurucusu Mao Zedong bile standart Çince'yi konuşmakta zorluk çekiyordu ve etrafındakilerin çoğu onu anlamakta güçlük çekiyordu.

Bugün Mandarin konuşmayanların çoğu Chongming gibi Çin'in eski kırsal bölgelerinde bulunuyor. Şangay'dan otobüsle 45 dk uzaklıkta olan bu bölge, dilsel anlamda çok daha ötede. Çince'de yemek yemek anlamına gelen "chi fan" Chongming dilinde "chibie".


Lehçe mi Dil mi?
Fudan Üniversitesi dilbilimcisi You Ruijie, Şangay gibi ticaret merkezlerinde konuşulan lehçelerin uzun bir zaman daha süreceğini, diğerlerinin ise çok geçmeden silineceğini söylüyor. You'nun kendi ailesi dört farkı lehçe konuşuyor fakat babası ile oğlunun konuştuğu ortak bir lehçe yok. Bu kuşaklar arası Çin'de sık rastlanan bir boşluk.

Çin'de mevcut olan 10 kadar lehçenin aslında tamamen farklı birer dil olarak gruplandırılması gerekiyor. Lehçelerin arasındaki farkın İtalyanca ve İspanyolca'ya eşdeğer olduğu belirtiliyor. Aynı zamanda Tibet, Uyghur ve Moğolistan gibi Çin'deki özerk bölgelerin de kendilerine has dilleri var.

Bu durum Çin'e gelenlerin işlerini iyice zorlaştırıyor. Güney Çin'de alışverişe gittiyseniz, İngilizce Çince'den daha fazla iş görebilir.

Kaynak: http://www.pri.org/stories/2013-12-03/hundreds-millions-chinese-stubbornly-resist-speaking-common-tongue